Fikri mülkiyet haklarından doğan uyuşmazlıklar genellikle bu hakların geçerliliği, hak sahipliği veya sözleşme/lisans ihlali ile ortaya çıkmaktadır. Ortaya çıkan bu fikri mülkiyet haklarından kaynaklı uyuşmazlıkların bir kısmı için alternatif uyuşmazlık çözümlerinden birisi olan tahkimden yararlanmak mümkündür.
Gerçekten de fikri mülkiyet haklarının tescilinin Türkiye’de resmi bir devlet kurumu olan Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yapılıyor olması her ne kadar tahkime elverişli uyuşmazlıklarının kapsamını daraltsa da fikri mülkiyet haklarından doğan başka bazı uyuşmazlıkların tahkim yolu ile çözülmesini engellememektedir.
Biz de bu yazımızda, fikri mülkiyet haklarından doğan uyuşmazlıkların çözümünde tahkime başvurma şartları ve bu uyuşmazlıkların tahkime elverişliliğine değineceğiz.
Fikri Mülkiyet Haklarından Doğan Uyuşmazlıkların Çözümü İçin Tahkime Başvurma Şartları
Öncelikle, fikri mülkiyet uyuşmazlıklarının çözümünde tahkim yoluna başvurulabilmesi için tarafların bu yönde iradelerinin birleşmiş olması gerekmektedir.
Fikri mülkiyet haklarında, tahkim şartı barındıran taraflar arasındaki sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların tahkime elverişli olduğu görüşü yaygındır. Ancak doktrinde bazı yazarlar, tescile tabi olan haklarda hak sahibinin bu hak üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği, hak sahibinin korumadan ancak tescil sonrası faydalanabileceği ve tescilin ancak yetkili makamların incelemesi sonrası geçerlilik kazanabileceği sebebiyle tescile tabi hakların tahkime konu edilemeyeceği görüşündedir.[1] Zira Türkiye’de, tescil işlemleri devletin idari bir kurumu olan Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından kamu otoritesine dayanılarak yapılmaktadır ki bu, bir tescil işleminin herkes için hüküm ifade ettiği anlamına gelmektedir.[2]
Gerçekten de 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu madde 1 “Türkiye’de bulunan taşınmaz mallar üzerindeki aynî haklara ilişkin uyuşmazlıklar ile iki tarafın iradelerine tâbi olmayan uyuşmazlıklarda uygulanmaz.” şeklinde düzenlenmiş olup, tescil işlemlerinin tarafların iradelerine bağlı olmaması sebebiyle, bu nitelikteki uyuşmazlıklarda tahkime başvurulamayacaktır. Dolayısıyla marka, patent, tasarım gibi fikri mülkiyet haklarının tescilleri ile bu tescillerin iptali veya hükümsüzlüğünün tahkime konu edilemeyecektir.
Bu bakımdan, tahkime başvurulacak fikri mülkiyet haklarından kaynaklı uyuşmazlığın, tarafların iradelerine tabi olan ve üzerinde tasarrufta bulunabileceği nitelikte bir uyuşmazlık olması gerekmektedir. Fikri mülkiyet hakları ile alakalı lisans ve devir gibi tüm sözleşmesel ilişkiler ile fikri mülkiyet hakkı tecavüzü iddialarından doğan uyuşmazlıkların çözümünün Türk Hukuku'na göre tahkime elverişli olduğu sonucu çıkartılabilir.
Fikri Mülkiyet Uyuşmazlıklarının Tahkim ile Çözümünün Olası Avantajları
Tahkime elverişli bir konuda usulüne uygun olarak yürütülen bir tahkim yargılaması sonucunda verilecek karar uyuşmazlığın tarafları için bağlayıcı olacaktır.
Tahkim, tarafların iradelerine dayalı olduğundan diğer geleneksel dava yoluna kıyasla daha esnektir ve bu sayede tarafların yargılama sürelerini kararlaştırmaları mümkündür. Bu bağlamda, taraflar ulusal mahkemelerdeki olası iş yükü sebebiyle uzun ve karmaşık davaların çözümü için uzun bir süre beklemektense tahkim yoluna başvurarak yargılamanın süresini kısaltabileceklerdir.
Tahkim merkezine ödenen harç ve masraflar ile hakem ücretleri sebebiyle tahkim daha masraflı bir uyuşmazlık çözümü yol olduğunu düşünülebilir. Ancak kısalan yargılama süreçleri de göz önünde bulundurululduğunda, tahkimin bir noktada hem iş yükü hem de ekonomik olarak da daha verimli bir süreç sağlaması mümkündür.
Tahkim yargılamasında tarafların hakem seçme serbestisi, fikri mülkiyet hukuku bakımından çok avantajlı olabilmektedir. Örneğin, karışık bir patent uyuşmazlığında, fikri mülkiyet alanında hukuki ve teknik uzmanlığı olan bir hakemin seçilmesi, uyuşmazlığın çok daha doğru bir şekilde çözümlenmesini sağlayabilecektir.
Sonuç olarak, fikri mülkiyet haklarının tahkime konu olabilmesi için somut olay bazında değerlendirme yapılması gerekmektedir. Ancak genel olarak, fikri mülkiyet haklarından doğan uyuşmazlıkların tahkime elverişli olduğunu söylemek mümkündür. Diğer usuli avantajlarının yanında hakem seçimi konunsundaki serbestlik teknik uzmanlık gerektiren karışık uyuşmazlıklarının çözümünde tahkimi, çekici bir seçenek olarak ön plana çıkartmaktadır.
Ayrıntılı bilgi için lütfen iletişime geçiniz:
Doğukan Berk Aksoy, LL.M.
Avukat | Marka Vekili | Patent Vekili
T: +90 312 969 09 63
Evren Fırat Göklü
Avukat | Marka Vekili
Tuana Özbal
Avukat
[1] Kardelen Ateşçi, Türk Hukuku Uyarınca Tahkime Elverişlilik ve Tahkime Elverişli Olmayan Haller, AHG 2021, s.19. [2] Armağan Ebru Bozkurt Yüksel, Fikri Mülkiyet Uyuşmazlıklarında Tahkim, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi 2009, s. 358.