top of page
Aksoy-IP-Logo.png

Kanunen Yürürlüğe Giren Markaların İdari İptalinde Belirsiz Fiili Durum

Tescilli bir markanın iptal edilmesi mümkündür. Türk marka hukukunda, marka iptalleri, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (“SMK”) m.26’da düzenlenmiştir.


SMK m.26/7 10.01.2024 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiş olup, marka iptallerinde idari iptal prosedürüne “kanunen” geçilmiştir. Bu tarihe kadar olan süreçte ise SMK geçici 4.madde uyarınca markaların iptal yetkisi fikri sınai haklar hukuk mahkemelerindeydi. Ancak bu durum 10.01.2024 tarihi itibarıyla “kanunen” değişmiştir. Kanuna göre, 10.01.2024’ten itibaren marka iptalleri için yetkili makam artık Türk Patent’tir.


SMK m. 26/2’ye göre şu hallerde markaların iptali mümkündür:

  • Markanın tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde haklı sebep olmaksızın Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmaması veya kullanımına 5 yıl boyunca kesintisiz ara verilmesi;

  • Markanın tescilli olduğu mal veya hizmetler bakımından yaygın ad haline gelmesi;

  • Markanın kullanımı sonucunda, tescilli olduğu mal ve hizmetlerin niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı konusunda halkı yanıltması;

  • Garanti markası veya ortak markanın teknik şartnamesine aykırı kullanımının olması.

SMK m.26/2 uyarınca, ilgili kişiler Türk Patent ve Marka Kurumundan (“Türk Patent”) markaların iptalini isteyebilecektir. Bu hükümde de belirtildiği üzere, markaların iptali idari bir prosedür ile gerçekleşecektir. Ancak, markaların idari iptali prosedürünün nasıl yürütüleceğine ilişkin olarak, bu yazımızın yayım tarihi olan 05.02.2023 tarihi itibariyle birçok belirsizlik bulunmaktadır.


Her ne kadar Türk Patent 20.10.2023 tarihinde idari iptal prosedürüne ilişkin "Sınai Mülkiyet Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” (“Taslak Yönetmelik”) bir taslak yönetmelik yayınlamış ve görüşe sunmuş olsa da “kanunen” yürürlüğe girmiş olan bu prosedüre ilişkin hala kesinleşmemiş pek çok nokta mevcuttur. Taslak Yönetmelik'in görüşe açılmasının ardından idari iptale ilişkin nihai yönetmeliğin yayınlanması bekleniyordu ancak Türk Patent bu Taslak Yönetmelik'in ardından konuya ilişkin herhangi başka bir belge yayınlamamıştır.


Kanunda öngörülen geçiş süresinin dolması ve aksine bir düzenlemenin de yayınlanmaması gerekçesiyle, kanunen markaların idari iptali prosedürüne geçilmiş oldu. Ancak sistemin ne şekilde işleyeceği henüz kesin olarak belli değil.


Taslak Yönetmelik m. 30/A/2’de iptal talebinin kimler tarafından yapılabileceği ve kimlere karşı yapılabileceği düzenlenmiştir. Ancak Türk Patent’in doğrudan, kendisinin bir markanın iptalini talep edip edemeyeceğine ilişkin bir husus belirtilmemiştir. Yine aynı maddede, marka iptali talep ederken Türk Patent’e sunulacak formda yer alması gereken hususlar da belirtilmiştir. Taslak Yönetmelik, taraflar, itiraz talep formu vb. şekli hususlar bakımından bilgilendirici nitelikte olsa da hala aydınlığa kavuşturulması gereken hususlar mevcuttur.


Taslak Yönetmelik m. 30/A/12 incelendiğinde Türk Patent tarafından verilen iptal kararın sicile kaydedileceği ve Bültende yayınlanacağı belirtilmiştir. Bu hükümden hareketle, marka iptaline ilişkin verilen Türk Patent kararının nihai karar olduğu anlaşılmaktadır. Bu noktada ortaya çıkan sorunlardan bir tanesi bu nihai kararın iptali için mahkemeye başvurulması durumunda ne olacağıdır. Taslak Yönetmeliğe göre, marka iptali sicile kaydedilecektir. Türk Patent kararının iptali için mahkemeye başvurulduğu durumda, mahkeme sonuçlanıp, kesin karar verilinceye kadar geçen süre içerisinde markanın akıbetinin ne olacağı hala belirsiz durumdadır. Mahkemenin Türk Patent kararını iptal ettiği bir durumda, geçen süre içerisinde iptal edilen markanın sahipleri bakımından, hak kaybı ortaya çıkması muhtemeldir.


Açıklığa kavuşmamış diğer bir husus ise bir markanın iptal edilip edilmeyeceği ile ilgili araştırmanın, Türk Patent nezdindeki hangi birim tarafından yapılacağıdır. Taslak Yönetmelikte bu konuya da açıklık getirilmemiştir. Marka iptaline ilişkin yapılacak inceleme ile ilgili önemli bir diğer husus ise deliller meselesidir. Türk Patent nezdinde delillerin kim tarafından inceleneceği, mahkemelerde mevcut olan yerinde inceleme, keşif, bilirkişi atanması gibi delil inceleme yöntemlerinin Türk Patent tarafından kullanılıp kullanılamayacağı, kullanılacaksa hangi birim tarafından kullanılacağı belirsiz durumdadır.


10.01.2024 tarihinden sonra, Türk Patent’in elektronik başvuru portalı olan “EPATS” üzerinde marka iptallerine ilişkin olarak “ön başvuru” kısmı oluşturulmuştur. Ancak buradaki “ön başvurunun” kanuni niteliği veya fonksiyonu tam olarak belli değildir. Ek olarak, belirtmek gerekir ki “kanunen” idari iptal prosedürüne geçilmiş olmasına rağmen, bu prosedüre ilişkin işlem ücreti de belli değildir.


Türk Patent’ten alınan gayri resmi bilgiye göre, Türk Patent, yapılmış olan ön başvurular bakımından şekli bir inceleme gerçekleştirecek ve dosyanın “markanın idari iptali prosedürüne” ilişkin olarak uygun şartları taşıyıp taşımadığı ile ilgili karar verecek. Bu inceleme sonucunda, markanın iptal edilmesi gerektiğine karar verilirse, Türk Patent, talep sahibine gerekli evrakları ve ödemeye ilişkin belgeleri göndererek prosedürü işletecektir. Tarafımıza sağlanan bu bilgiye göre, markanın idari iptali talep edilirken bir ödeme yapılması söz konusu olmayıp, marka idari iptal prosedürü için uygun bulunursa, iptal talebi sahibinden sonradan ödeme talep edilmesi söz konusu olacak.


Sonuç olarak, kanunen yürürlükte olan markaların idari iptal prosedürüne dair birçok belirsizlik varlığını korumaya devam etmektedir. Beklentimiz, en kısada Taslak Yönetmelik'in nihai halini alarak yürürlüğe girmesi ve bu sayede hem hak sahipleri hem de onların vekilleri açısından öngörülebilirliği sağlamasıdır


Ayrıntılı bilgi için lütfen iletişime geçiniz:


Doğukan Berk Aksoy, LL.M.

Avukat | Marka Vekili | Patent Vekili

T: +90 312 969 09 63


Petek Işılak

Stajyer Avukat

Recent Posts

See All
bottom of page