Giriş
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (“SMK”) m.5 ve 6’da belirtilen mutlak veya nispi ret nedenlerinin bulunması halinde marka başvurusunun reddedilmesi gerekir. Ancak, bazı hallerde markalar, SMK m. 5 ve m. 6’da belirtilen mutlak ve nispi ret nedenlerine rağmen tescil edilmiş olabilirler. Bu halde tescilli marka, dava yoluyla hükümsüz kılınabilir.
Bu kısa yazıda, Türkiye’de hükümsüzlük davasına dair hususlar ele alınacaktır.
Marka Hükümsüzlük Davasına İlişkin Genel Notlar
Hükümsüzlük davası, tescilli markaların, hükümsüzlük hallerinden birinin var olması nedeniyle marka sicilinden terkin edilmesini sağlayan bir davadır.
Markanın hükümsüzlük nedenleri SMK m. 25/1’de düzenlenmiştir. İlgili madde uyarınca, SMK m.5 veya m.6’da sayılan hallerden birinin mevcut olması durumunda mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
SMK m.5’te markanın ayırt edicilikten yoksun, tanımlayıcı ve yanıltıcı olması gibi mutlak ret nedenleri sayılmıştır. Mutlak ret nedenlerinin tamamına buradaki yazımızdan ulaşabilirsiniz. Mutlak ret nedenleri, genel olarak kamu yararıyla ilgilidir. Bu nedenle, markanın tescili esnasında mutlak ret nedenlerinin varlığına ilişkin inceleme re’sen yapılır. Eğer Türk Patent ve Marka Kurumu (“Türk Patent”) tarafından yapılan inceleme sonucunda, mutlak ret nedenlerinden birinin varlığı saptanırsa, ilgili marka başvurusu reddedilir.
SMK m.6’da markaların benzerliği nedeniyle halk tarafından karıştırılma ihtimali bulunan marka başvuruları, tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, kötüniyetli marka başvuruları gibi nispi ret nedenleri sayılmıştır. Nispi ret nedenlerinin tamamına buradaki yazımızdan ulaşabilirsiniz. Nispi ret nedenleri, itiraz sahibinin daha önceden beri var olan haklarıyla ilgilidir. Nispi ret nedenleri itiraz aşamasında ileri sürülmedikçe, Türk Patent tarafından re’sen incelenmezler.
Bu nedenle, eğer marka mutlak ve nispi ret nedenlerine rağmen tescil edilmişse, söz konusu markaya karşı hükümsüzlük davası açılabilir.
Belirtmek gerekir ki, tescilli markaya karşı hükümsüzlük davası açabilmek için, marka başvurusuna itiraz aşamasında itirazda bulunmuş olmak şart değildir.
SMK m. 25/2’ye göre menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir.
Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya bunların hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Türk Patent taraf olarak gösterilmez.
Hükümsüzlük Davası İçin Öngörülen Süre
SMK m. 25/6’ya göre, hükümsüzlük davası beş yıl içerisinde açılmalıdır. Kural olarak, davacı marka sahibi, sonraki tarihli markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği halde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez.
Hükümsüzlük Davasında Yetkili Mahkeme
Hükümsüzlük davası, davalının ikamet ettiği ve İhtisas Mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde görülür.
Hükümsüzlük Kararının Sonuçları
Hükümsüzlük davası, hükümsüzlük kararı geçmişe etkilidir. SMK m.27’de açıkça belirtildiği üzere, markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde bu karar, marka başvuru tarihinden itibaren etkili olup, markaya, SMK ile sağlanan koruma hiç doğmamış sayılır.
Hükümsüzlük kararı kesinleştikten sonra mahkeme, ilgili kararı Türk Patent’e re’sen gönderir. Hakkında hükümsüzlük kararı verilmiş marka, sicilden terkin edilir ve Resmi Marka Bülteni’nde yayımlanır. Markanın hükümsüzlük kararı herkes için hüküm ifade eder.
Ayrıntılı bilgi için lütfen iletişime geçiniz:
Doğukan Berk Aksoy, LL.M. Avukat | Marka Vekili | Patent Vekili E: dogukan.aksoy@aksoy-ip.com T: 0 (312) 969 09 63
Elif Koturoğlu Avukat | Marka Vekili Evren Fırat Göklü Avukat | Marka Vekili E: firat.goklu@aksoy-ip.com